Elifîn Yeri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI

2 posters

Aşağa gitmek

HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Empty HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI

Mesaj tarafından SonYolcu Ptsi Haz. 09, 2008 9:15 am

HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI
HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Doga-manzara10


Bugün Ne Yaptın





Bugün kul hakkına, hatta hayvan hakkına dikkat ettin mi?

Kapında aç kalan kedi köpekten mes'ul olduğunu hiç düşündün mü?

Bugün hidayete muhtaç insanlara, dilinle, halinle ve kalbinle ne kadar yardım edebildin?

Onlara emr-i bi'l ma'ruf ve nehyi ani'l münker'de bulunup hidayetleri için dua ettin mi?

Onlara halinle de bir "Müslüman kimliği" sergileyebildin mi?

Bugün annenin babanın, akrabalarının halini hatırını sorup gönüllerini şad ettin mi?

Eğer onlar ahrete intikal etmiş iseler, ruhları için bir Fatiha okuyup onları hayırla yad ettin mi?

Onların eski dostlarına karşı ne kadar vefakar davrandın?

Bugün tanıdığın tanımadığın herkese Allah c.c. için selam verdin mi?

Tebessümü sadaka bilip mütebessim bir çehre ile dolaştın mı?

Bugün hiç dost kazanabildin mi?

Kaç dostunla dostluğunu tazeledin?

Bugün yoldan, insanlara eza verecek bir şeyi kaldırdın mı?

Bugün aile yuvanı gönül gözüyle seyredip, oranın cennet bahçesi olduğu idraki ile dışarının menfi tesirlerinden kendini koruyabildin mi?

















KISSADAN HİSSE



HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Dagarcik10109

ÜÇ HEYKEL

İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı.
Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti. Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.Şöyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar:
"Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver."
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler. Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı. Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi. Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı.
İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı. Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu. Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı:
"Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir. Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir. En değerli insan, kulağından gireni yüreğine gömen insandır.




Nükte




HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Hz.MUHAMMED

Sevgi

"Bir Osmanlı veziri Peygamberimize âşık, bunu keşfeden bir sahtekâr da her hafta onu ziyaret ederek "Peygamberimizi rüyasında gördüğünü, vezir için iltifatlarda bulunduğunu filan" söylüyor, vezir anlatılanları gözyaşları dökerek dinliyor ve anlatana birkaç altın veriyor. Vezirin yakınlarından biri bir defasında yanamayıp "A devletlû, bu adam sahtekâr, söyledikleri yalan, niçin onu dinleyip altınları veriyorsunuz" deyince vezir şu cevabı veriyor:

"Ben bu haberin yalanına altın veriyorum, doğrusuna ise canımı veririm!"


HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Canlar10ap7






Hayat






SEVGİ

Adam yeni kamyonuna bakmak için evinden çıktığında, üç yaşındaki oğlunun gayet mutlu bir biçimde elindeki çekiçle kamyonunun kaportasını mahvettiğini görmüş. Hemen oğlunun yanına koşmuş ve çocuğun eline çekiçle vurmaya başlamış. Biraz sakinleşince oğlunu hemen hastaneye götürmüş. Doktor, çocuğun kırılan kemiklerini kurtarmaya
çalıştıysa da elinden bir şey gelmemiş ve çocuğun iki elinin parmaklarını kesmek
zorunda kalmış. Çocuk ameliyattan çıkıp gözlerini açtığında, bandajlı ellerini fark etmiş ve gayet masum bir ifadeyle,
Babacığım,kamyonuna zarar verdiğim için çok üzgünüm."
demiş ve sonra babasına şu soruyu sormuş:
Parmaklarım ne zaman yeniden çıkacak?"


Babası eve dönmüş ve hayatına son vermiş...

Birisi masaya süt döktüğünde ya da bir bebeğin ağladığını işittiğinizde bu öyküyü hatırlayın. Çok sevdiğiniz birine karşı sabrınızı yitirdiğinizi anladığınızda, önce biraz düşünün. Kamyonlar onarılabilir, ama kırılan kemikler ve incinen duygular hiçbir zaman onarılamaz; genellikle kişiyle performansı arasındaki farkı göremeyiz.
İnsan hata yapar. Hepimiz hata yaparız. Fakat öfkeyle ve düşünmeden yapılan şeyler insanı sonsuza kadar rahatsız eder. Harekete geçmeden önce durun ve düşünün. Sabırlı olun. Anlayış gösterin ve sevin.

HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Www.yeniresim.com_-_Kamyon_Resimleri_-_Mack_Kamyon_2




SonYolcu
SonYolcu
Deneyimli üye
Deneyimli üye

Kadın
Mesaj Sayısı : 66
Ruh Halim : HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Oylesi10
Kayıt tarihi : 18/04/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Empty Geri: HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI

Mesaj tarafından iclal C.tesi Ocak 31, 2009 3:03 pm

HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Romantik+Resimler

KISSADAN HİSSE



SEVGİ KUTUSU



Adam 3 yaşındaki kızını, gayet pahalı bir hediyelik kaplama kağıdını ziyan ettiği için azarlamıştı. Küçük kız, koskoca bir paket altın yaldızlı kağıdı, küçük bir kutuyu eğri büğrü sarmak için kullanmıştı.
Küçük kız paketi getirip;
"Bu senin babacığım" dediğinde adam çok üzüldü. Acaba o kaplama kağıdı için gereğinden fazla mı tepki göstermişti kızına. Bir gece önce yaptığından utanarak kutuyu açtı fakat kutunun içi boştu. Adam, küçük kızına yine çıkıştı;
"Birine bir hediye verdiğinde, kutunun içinde bir şey olması lazım. Bunu da mı bilmiyorsun küçük hanım?.."
Küçük kız ağlamaya başladı;


"O kutu boş değil ki baba ! İçini öpücüklerle doldurmuştum !..

" Adam o kadar çok üzüldü ki, koşarak kızını kucaklayıp, sarıldı. Beraberce ağladılar.
Adam o kutuyu ömrünün sonuna kadar sakladı. Ne zaman keyfi kaçsa, ne zaman morali bozulsa kutuya koşar, içinden minik kızının sevgi ile doldurduğu hayali öpücüklerden birini çıkarırdı.

Kim bilir belki de pek çoğumuza böyle bir kutu verilmiştir. İçindeki hediyenin sadece bir simge olduğu, ve gözümüzle göremediğimiz sevgilerle, öpücüklerle dolu bir hediye kutusu.
Zor zamanlarda bu tarz hediye kutularını çıkarıp içine bakabilmeyi başarmak, mutluluğun anahtarlarından biri olabilir.
iclal
iclal
Deneyimli üye
Deneyimli üye

Kadın
Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 34
Nerden : muğla
İş/Hobiler : kitap okumak
Ruh Halim : HAYATIN İÇİNDEN-KAHVE MOLASI Kaygil10
Kayıt tarihi : 10/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz