hiçbir annenin hakkı ödenmez .........
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
hiçbir annenin hakkı ödenmez .........
HİÇBİR ANNENİN HAKKI ÖDENMEZ,HERKESİN ANNESİ BİR TANEDİR.SEVGİ-SAYGI VE HÜRMET İNSANİYETİNİZİN GÖSTERGESİDİR!!!!!!!!
SEN DE Mİ BENİ UNUTTUN BEY ?
SEN DE Mİ BENİ UNUTTUN BEY ?
Son günlerde, bir surat, bir surat ki gelinde, Çayımı bile yarım dolduruyor bey. Allah'tan kulaklarım ağır işitiyor da Duymuyorum ne söylediğini Ama yine de hissediyorum bey; Beni bu evde galiba istemiyor artık Hey gidi günler heeey. Oğlunu bilirsin, vur kafasına al lokmayı İki ara bir derede ne yapsın ana bu atsa atılmaz, satsa satılmaz. Bana artık gizli gizli sarılıyor bey... Dün akşam uyurken öptü beni biliyor musun? Nasıl ağırıma gitti nasıl Artık akide şekeri de getirmiyor. Hani dişlerim yok ya, güya yerken garip sesler çıkarıyormuşum da Çocuklar iğreniyormuş benden. Yok,vallahi yalan bey, hiç yapar mıyım ben öyle şey? Gelin çocuklara masal anlatmamı da yasakladı Üstelik seninle konuşuyormuşum diye duvardaki resmini biryere sakladı Olsun, koynumdaki resminden haberi bile yok! Yine de beddua edemem bey, Oğlumun karısı, torunlarımın anası o. Geçenlerde üst komşular geldi, Ne konuştuklarını duymayayım diye kapıyı üstüme kilitledi. Duymadım, duymadım, lakin hissettim. Düşkünler evine yatıracaklarmış önümüzdeki ay beni Ne yalan söyleyeyim epey ağırıma gitti, epey, Ha, sen ne diyorsun bey? Hani bir görünsen oğluna, ne de olsa babasısın, Seni dinler. Bu odada oturur, vallahi hiç dışarı çıkmam. Akide şekeri de istemem. Masal da anlatmam artık çocuklara Ne olur ayırmasınlar beni bu evden Yaşayamam nefes bile alamam Sana ait anılardan uzak ne yaparım ben, ne yaparım? Şu camın pervazında hayalin durur, çekmecelerde el izin. Bastonun hala duvarda asılı. İstemiyorlar beni artık, istemiyorlar hasılı. Hey gidi günler hey Hani diyorum bir çağırsan Yoksa, yoksa sendemi unuttun beni bey Sendemi unuttun beni bey? Not; Birgün yaşlanacağımızı unutmayalım. Ve büyüklerimize bu sözleri söyletecek davranışlarda bulunmayalım |
iclal- Deneyimli üye
-
Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 34
Nerden : muğla
İş/Hobiler : kitap okumak
Ruh Halim :
Kayıt tarihi : 10/06/08
Geri: hiçbir annenin hakkı ödenmez .........
Zaman denilen devri daim makinesi, rengarenk bir dönme dolap gibi, allı morlu ışıklar saça saça, bir aşağı bir yukarı taşıyacak bizi; oğlu babaya, babayı oğla dönüştürerek, çocukları büyütüp büyükleri küçülterek, bir "neydik, ne olduk" oyununda ömürler söndürüp son durakta herkesi başladığı yere döndürerek...
En iyisi oğullaşmış babalar, babalaşmış oğullarla üç kuşak bir arada binmeli bu güzelim çarkıfeleğin ışıklı vagonlarına...
Ve itişmeden uçuşmalı, tutunup zamanın uçsuz bucaksız kanatlarına..
Elif-
Mesaj Sayısı : 217
Ruh Halim :
Kayıt tarihi : 11/04/08
Karekter Aralığı
Karekter Adı:
Geri: hiçbir annenin hakkı ödenmez .........
Bir gün...
Annelerimizi kaybettik...
Ve, uzaklaşan son yağmur bulutunu seyreder gibi, bakakaldık arkalarından...
Ağlayışlarımızı hatırladık sonra; nazlanışlarımızı, mızmızlanışlarımızı, ve onlara kızışlarımızı... Hatırladık, "bizi ağlattıklarını" sanışlarımızı!..
Gittiler; son yağmur bulutu gibi çekildiler göklerimizden, ve güneş vurunca yüzümüze, sevindik...
Her ne kadar kalmış olsak da ham bir meyve gibi, güneş altında;
"Olmaya" niyetlendik.
Onların kucaklarına sığamayışımızla başladı şüphelerimiz. Neler oluyordu böyle, aleyhimize?.. Annelerimiz neden küçülüyordu habire ve neden kısalıyordu kolları ve niye daralıyordu kucakları?..
Bu muydu, onları kaybetmemizin sebebi?..
Annelerin kokusunun yerini,,, ne tutar?.. Nedir, anne göğsünden ılık?..
Ve;
"Anne" diyemediğinde, ne der insanın dili?..
Bir gün, annelerimizi kaybettik.
Şöyle bir el sallayarak, ha biz gitmişiz; dört mevsim meyve veren bir ağaç gibi bırakıp onları bahçelerinde... Ha onlar gitmiş, rahmet döken bir bulut gibi. Ya da sığamamışız, kucaklarına!..
Belki de doğuşumuzdu; ilk kaybedişimiz, annelerimizi...
Belki de o zaman bulmuştuk ilk kez onları!..
Şimdi, büyüdük. "Aklımızın başımızda" olduğunu öğrendik...
Peki, nerde annelerimiz?..
Annelerimizi kaybetmek, annelerimizin kucağını kaybetmekti, cânlar!..
Annelerimizi kaybetmek; kendimizi kaybetmekti!..
Şimdi, bilmiyoruz;
Nerelerde kayıbız?..
Annelerimiz rahmet bulutları gibi çekildiği zaman aradan, bizler; güneşte kanatları kavrulan kuşlar gibi toprağa çakıldık!..
Baktık ki, toprak; anne kokuyor!..
Bir gün annelerimizi kaybetmiştik ya, öğrendik; onları nerede bulacağımızı!..
Annelerin kokusunun yerini,,, ne tutar?..
Nedir; annemin göğsünden ılık?..
Ve, ne der "anne" diyemediğinde dilim?..
Bir gün, kucaklarını kaybettiğimiz annelerimizi de kaybettik. Bir gün...
Bir gün, kendimizi ararken;
Annelerimizi kaybettik!..
Annelerimizi kaybettik...
Ve, uzaklaşan son yağmur bulutunu seyreder gibi, bakakaldık arkalarından...
Ağlayışlarımızı hatırladık sonra; nazlanışlarımızı, mızmızlanışlarımızı, ve onlara kızışlarımızı... Hatırladık, "bizi ağlattıklarını" sanışlarımızı!..
Gittiler; son yağmur bulutu gibi çekildiler göklerimizden, ve güneş vurunca yüzümüze, sevindik...
Her ne kadar kalmış olsak da ham bir meyve gibi, güneş altında;
"Olmaya" niyetlendik.
Onların kucaklarına sığamayışımızla başladı şüphelerimiz. Neler oluyordu böyle, aleyhimize?.. Annelerimiz neden küçülüyordu habire ve neden kısalıyordu kolları ve niye daralıyordu kucakları?..
Bu muydu, onları kaybetmemizin sebebi?..
Annelerin kokusunun yerini,,, ne tutar?.. Nedir, anne göğsünden ılık?..
Ve;
"Anne" diyemediğinde, ne der insanın dili?..
Bir gün, annelerimizi kaybettik.
Şöyle bir el sallayarak, ha biz gitmişiz; dört mevsim meyve veren bir ağaç gibi bırakıp onları bahçelerinde... Ha onlar gitmiş, rahmet döken bir bulut gibi. Ya da sığamamışız, kucaklarına!..
Belki de doğuşumuzdu; ilk kaybedişimiz, annelerimizi...
Belki de o zaman bulmuştuk ilk kez onları!..
Şimdi, büyüdük. "Aklımızın başımızda" olduğunu öğrendik...
Peki, nerde annelerimiz?..
Annelerimizi kaybetmek, annelerimizin kucağını kaybetmekti, cânlar!..
Annelerimizi kaybetmek; kendimizi kaybetmekti!..
Şimdi, bilmiyoruz;
Nerelerde kayıbız?..
Annelerimiz rahmet bulutları gibi çekildiği zaman aradan, bizler; güneşte kanatları kavrulan kuşlar gibi toprağa çakıldık!..
Baktık ki, toprak; anne kokuyor!..
Bir gün annelerimizi kaybetmiştik ya, öğrendik; onları nerede bulacağımızı!..
Annelerin kokusunun yerini,,, ne tutar?..
Nedir; annemin göğsünden ılık?..
Ve, ne der "anne" diyemediğinde dilim?..
Bir gün, kucaklarını kaybettiğimiz annelerimizi de kaybettik. Bir gün...
Bir gün, kendimizi ararken;
Annelerimizi kaybettik!..
akın_33- Deneyimli üye
-
Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 27/12/08
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz