Elifîn Yeri
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

NEDEN USLANMIYORUZ?

2 posters

Aşağa gitmek

NEDEN USLANMIYORUZ? Empty NEDEN USLANMIYORUZ?

Mesaj tarafından akın_33 Salı Ocak 06, 2009 4:17 pm

Sağanak halinde yağan bir yağmur.. Islatıyor her tarafı...Sırılsıklam oluyor kainat, misk gibi kokuyor toprak.. İmreniyoruz kainata, imreniyoruz nezih ve temiz kokan toprağa.. Yağan yağmur ardından rengârenk çiçekler, çimenler ve bahar denen umudu bırakacak. Yani durağan görünen hayatın bağrında neşvü nema olacak...

Heyecanla koşuyoruz yağan damlaların altına... Baharı unutan, tek düze hep bir mevsimi yaşamaya talip olan ruhumuzla, bedenimizle... Fakat damlalar ıslatmıyor bizi, inadına kuru bırakıyor. Başımızda duran bir şemsiyemiz de yok ama ıslanmıyoruz. O kadar kurumuşuz ki ıslaklığı hissetmiyoruz...

Görünmeyen şemsiyelerimiz var üzerimiz de, ıslaklığı geçirmeyen.. Ufak da olsa bir delik bırakmamışız, damlaların içine sızacağı... ve düşünüyoruz bizi ıslatmayan yağmurun altında : Neden ıslanmıyoruz? Kainata rahmet olan damlalar bize neden azap oluyor?

Tıpkı mağara ashabı gibi kendimizi sorguya çekiyoruz. Neden rahmetten yoksunuz, kainatı dirilten, temizleyen ayet damlaları neden bizi kuru bırakıyor? Neden temizlenemiyoruz ayetlerle? Neden “Amenna ve sedakna” demek bu kadar güç geliyor?

Hani onlarda sıkışıp kaldıkları mağarada gün yüzüne çıkmak için, kendilerini muhasebeye çekmişlerdi. Ve sonunda her biri hayatlarına ışık tutan, mana katan Rıza-i ilahi için terk ettikleri şeyleri hatırlayıp bunlarla sıkıştıkları mağaradan çıkabilmişlerdi.

Biz neleri terk edebilmiştik Rıza-i ilahi için? Vazgeçilmez gibi görünen nelerden vazgeçebilmiştik? Kimin rızası bizim için en önemliydi. En değerlimiz üzerimiz de nasıl ve ne kadar değerli duruyordu? Soralım kendimize, ve hatalarımızı bu defa delikleri kocaman olan elekten kaçırmayalım. Öyle bir elek kullanalım ki hatalarımızın hepsi üzerinde kalsın. Kalsın ki vicdanımız sızlasın... Sızlasın ki vicdanımız; “Biz kendimize zulüm ettik, sen bizi bağışlamazsan mutlaka zalimlerden oluruz” nedamet cümlesini kurabilelim. Yasak ağaçların meyvelerinden yedikten sonra onun verdiği iğreti tatla istiğfar edebilelim...

Kaç defa bizi aldatan aldatıcının farkına vardıktan sonra, ruhlarımızın elektriği kesilip karanlıkta kaldık. Korktuk mu, değer kaybetmekten... Korktuk mu gözden düşmekten... Tekrar kabloları bağlamak için ne yaptık? Kesilmemesi gereken her devenin boğazlandıktan sonra yeryüzünde kopan çığlıkları, helak olan ruhların feryatlarını duyabildik mi? Salih’in safında duranlardan biri de biz miydik?

Biz yapılmaması gereken şeylerin ne kadarını terk edebildik? Ve bu terk edişimiz kimin içindi? Nuh’un gemisi yol alırken ardından el sallamanın hüznünü, ayrılığın o elem verici acısını hissedebildik mi? Telaşa kapılıp bir an önce ona yetişmek için çırpındık mı?

Ne yaptık biz, neler yapabildik? Hayatımıza ışık tutmak,anlam katmak için... Hangi günah merkezlerine üye olmaktan vazgeçip, hiç tereddütsüz gözümüz arkada kalmadan terk edebildik...

Terk etmemiz gereken yerleri, şeyleri terk etmeden; onlardan birer birer uzaklaşıp kopmadan hayır damlaları göğümüzden yağdığı halde bizi ıslatmayacaktır. Çünkü bir şeyler yapmadan evvel bir şeyleri terk etmek gerekiyor. “La” denilmeden “İllALLAH” denilmediği gibi...

Her gün Rabbimizin binlerce ayeti yer küremizde cereyan ederken onları görmemezlikten gelip ya da görmemize engel olan olguları hayatımızdan çıkarmıyorsak; Kabil misali hatamızı gömmeyi tercih ediyorsak; Hz. Ademin baktığı yerden hatalarımıza bakamıyorsak, silmek yerine gömüyorsak; unutmayalım ki gömdüğümüz her hata tekrar yeşermeye adaydır. Oysa adam gibi yani Adem gibi hatamızı görebilirsek onu silebilmeyi de başarabiliriz.

Ve terk etmemiz gerekirken terk edemediklerimizden dolayı, yapmamız gerekenleri ihmal ediyorsak; tekrar hatırlayalım ki yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceğiz. Gelin o gün gelmeden evvel rahmet damlalarını engelleyen, o görünmeyen şemsiyelerimizi birer birer yırtıp atalım, inanın yarın çok geç olabilir...

Eğer hala sağanak halinde yağan yağmurdan ıslanamıyorsak da soralım kendimize: Neden uslanmıyoruz?


SELAM VE DUA İLE




akın_33
Deneyimli üye
Deneyimli üye

Erkek
Mesaj Sayısı : 141
Kayıt tarihi : 27/12/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

NEDEN USLANMIYORUZ? Empty Geri: NEDEN USLANMIYORUZ?

Mesaj tarafından iclal Perş. Ocak 08, 2009 12:21 pm

İçerisine bir damla rahmetin sızmadığı bir dünya, İnsan ruhunun üstüne çöken bir kabustur .”(((SELAM VE DUA İLE EMEĞİNE SAĞLIK OLSUN İNŞALLAH))
iclal
iclal
Deneyimli üye
Deneyimli üye

Kadın
Mesaj Sayısı : 117
Yaş : 34
Nerden : muğla
İş/Hobiler : kitap okumak
Ruh Halim : NEDEN USLANMIYORUZ? Kaygil10
Kayıt tarihi : 10/06/08

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz